İki Koltuğumda 5 Yeğen

Yaşım 30 oldu ve yeğenleri 5’ledim. Bugün ilk kez tanıştım henüz iki aylık yeğenim Emir Fazlı‘yla. Esmer, çekik gözlü, suratsız mı suratsız ufacık bir yeğenim var. Beraber olduğumuz süre boyunca ağlamadan, surat asmadan yakaladığım fotoğraf karesi yok gibi ;) Bu küçük çorapların sahibi küçük adamla İzmir Urla’da huzurlu bir gün geçirdim. Sanal alemde bebek fotoğraflarının paylaşılmasından epeydir rahatsızlık duyduğum için 5 numaralı yeğenimle çok yakışıklı fotoğraflarımızı e-vren günlüğü’nde paylaşmıyorum. Bu ambargom, bir süre Hüss için de geçerli olmuştu ama onun e-vren günlüğü’nün maskotu olma gerçeğinin önüne geçmek için artık çok geçti ;) Söz Hüss’ten açılmışken bugün ufacık tefecik yeğenimize karşı ki ilgi ve alakamız karşısında -doğal olatak- kıskanma belirtileri gösterdi. Öyle ki kucağımda 3 kiloluk bir bebek taşırken birkaç dakika sonra kollarımda kocaman bir Hüss hoplatıyordum ;)

Yukarıdaki çoraplar da ailemizin en yeni ve en minik yeni üyesi Fazlı’dan e-vren günlüğü’ne yansıyan tek karesi; amcasının ona ilk hediyesi ;)

evrengunlugu.net

2010-2011 dönemindeki yayın süresince Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir.

Küçük Bir Adam Büyük Bir Armağan

Hüss‘ün doğum gününü kutladık az önce. 9 yılı devirdi. Dünyaya geleli tam 10 yıl olacak 365 gün sonra. Hayat ne kadar hızla akıyor. Daha dün gibiydi; doğduğu haberini aldığımda Denizli’deydim. Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi koridorlarında final sınavlarım için koşuşturuyordum. Finalleri bitirip bir an evvel Aydın’a dönmek ve Hüss doğduğunda orada olmak istiyordum. Safiye Sultan telefonla müjdeyi verdiğinde ders çalışmayı bırakıp bebek eşyası satan dükkanlara atmıştım kendimi ve Hüss’ün bebekliği boyunca asla yatmayı kabul etmediği bir ana kucağı almıştım ;) Son finale, valizim ve ana kucağıyla gitmiştim. Sınıf arkadaşlarım az sonra başlayacak finalin heyecanındaydı bense onlara, Hüss’e aldığım hediyeyi gösterme heyecanında ;)

Hüss’ün ailemize katılışının heyecanı 9 yıldır tazeliğini koruyor ve arkama dönüp baktığımda Hüss için hayalini kurduğum pek çok şeyin ne kadar çabuk gerçekleştiğini görünce şaşırıyorum. Onun hep ilkokula başlayış gününü merak ederdim. 9. yaşını doldurduğu bugün 4. karnesini elinde tutuyordu. Oysa ana sınıfına başladığı ilk gün, ilkokula kaydolduğu gün, aldığı ilk karnesi  daha dün gibi aklımda.

Hüss, bizim için “bir bebeğin büyümesine birebir tanıklık ettiğimiz” ilk çocuk. Belki de bu yüzden, bu dünyadaki dokuz yıllık serüveninin hemen hemen her gününü beraber yaşamış olmanın verdiği apayrı bir bağla bağlıyız ona. O, bildik bileli küçük bir adam ve büyük bir dünya bizim için.

Bugün beni duygulandıran bir başka detaysa Hüss’ün İş Bankası’na gidip “işçi çalışan amca” dediği banka personelinden karne hediyesi olarak aldığı iki kitaptan birini özellikle benim için ayırması: Rıfat Ilgaz‘ın Öyküleri

evrengunlugu.net

2010-2011 dönemindeki yayın süresince Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir.

Kestane Şekeri ve Kitap Sevgisi

Piyasadaki bütün kestane şekerlerini almak, eve istiflemek ve yavaş yavaş hepsini yemek istiyorum. Akşam bulvardan aşağı inerken sırf kestaneli dondurma aldım ve sonra bir dükkanın vitrininde de cam kavanozda kestane şekeri gördüm; sonra da içimden böyle bir istek geçti ;) Hem ayrıca Türkiye’deki kestanenin yaklaşık %75’i Aydın‘da yetiştiriliyorken Bursa’dan kestane şekeri getirtmekten kurtulmak istiyorum!

Korktuğum başıma geldi, -nasıl olsa Prison Break var- rahatlığıyla LOST dizisini bitirdim. Arkasından -yine Ozan sağolsun- Prison Break’ın son iki sezonunu sabahlara kadar seyrettim. Üstelik araya Flash Forward‘ı bile sıkıştırdım. Şimdi bu sıkıcı yaz günlerinde beni sabaha kadar oyalayacak yeni bir sürükleyici dizi lazım.

Akşam üzeri Hüss‘e ayakkabı almak için ayakkabıcılar çarşısında bir dükkana girdik. Dükkan sahibi genç, kapanmış tezgaha bir şeyle meşguldü. Baktım meğer bir roman okuyormuş. Kitap okur musun?dedi, edebiyatçıyım, var sen düşün dedim. Genç arkadaştan ayakkabıyı aldık ve sonrasında dakikalarca kitabın konusunu dinledik. Genç bir esnaf arkadaşımın iş yerinde hele ki Aydın’ın sıcağında kendini kaptırırcasına kitap okuyor olması beni hem şaşırttı hem de çok mutlu etti.  

Safiye Sultan, nişan hazırlıklarından ve ev işlerinden fırsat bulup benimle birlikte biraz daha bilgisayar başında durursa sanırım Adobe Lightroom harikasını kullanmayı öğrenecek ;)

evrengunlugu.net;

 2010-2011 dönemindeki yayın süresince Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir.

Harika Bir Fikirle Merhaba

Halis Elciman Takip Edilesi 5 Blog başlıklı yazısında e-vren günlüğü, haziran ayında hiç yazmadı. diye yazmış. Baktım, gerçekten koskoca haziran boyunca e-vren günlüğü’ne tek bir yazı eklememişim ;) Bilinçli olarak uzun süredir e-vren günlüğü’nü güncellemedim. Hayatımdaki bazı konularda önceliklerimi bir süreliğine değiştirdim. Ve dişimi sıktım, sabrettim, çalıştım çabaladım ve bugün rahatım artık ;)

Yazmadığım zaman zarfında hayatımda önemli gelişmeler oldu. Geleceğin hatıra defteri olacak bu blogta bütün o olup bitenleri geçmiş zaman notlarıyla buraya ekleyeceğim mutlaka.

Hüss hızla büyüyor. Mesela geçen ay Continue reading →

Hüss Sünnet Oldu

Haziran’ın yoğun gündemi içine bir de Hüss‘ün sünnet telaşı dahil oldu. Bir dediği iki olmayan bizim ufak delikanlının babasıyla sünnet pazarlığının konusu bir adet scooter’dı ;) 

Hüss’ün sünnetini e-vren günlüğü’nün MisAfiR KaLeM{LeR}inden ve dostlarımdan sevgili Murat gerçekleştirdi. Hüss’ün sünnetini Murat’ın yapmasını iki yıldır kendisiyle konuşuyorduk. Zaten ondan başkasına da güvenemedik. Nihayet sünnet tarihi belirlenince Murat, İzmir’den kalkıp geldi. Hüss, neredeyse 45 dakika süren soluksuz bir operasyonla erkekliğe ilk adımı atarken adeta bize de soluk aldırmadı ;)

evrengunlugu.net, 5. yılında sosyal sorumluluk gereği Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği‘nin kampanya ve projelerini destekleme kararı almıştır. Ziyaretçilerini de TOFD’a destek olmaya davet etmektedir. TOFD’a ulaşın; gönüllü olun; 3430‘a boş bir sms atarak Akülü Tekerlekli Sandalye Kampanyasına 5 TL’lik bağışta bulunun.

Son Perden Ağırdı 2009

Doğsaydı, ismi Mehmet olacaktı. Buna rağmen daha doğmadan isminden sürekli bahsettirdi; herkese nefeslerini tutturdu. Beyinlerdeki onlarca soru işaretine sebep olan  Hüss’ün doğmamış minik kardeşi, aylar önce yaptığı iki sürprize bir yenisini ekledi Aralık 2009’un son pazartesi günü… Hüss dün gece, hem içten içe kıskandığı hem de kavuşmayı merakla beklediği Mehmet kardeşini kucaklamak yerine hayatındaki ikinci “ölüm” karmaşasını kucakladı. Doğsaydı Mehmet olacaktı; Mehmet yaşasaydı Hüss, “ağabey” olacaktı…

2009’un son aylarını boğazında bir düğümle geçiren ailem, yılın son günlerini büyük bir hüzünle hatıralar defterine not etti. Bu, ömrümün yazılı hafızası Continue reading →

Hüss’ün Doğmamış Kardeşi

Hüss’ün doğmamış kardeşini birkaç saat önce kaybettik. Ölümün bizim evi ikinci sarsışı.

Canım yengemin hastane odasında, yatakta otururken ki o halini bir daha asla unutamam. Doktorlar, doğacak bebeğin özürlü olacağını söylemişler ve abimle yengeme bebeği aldırmayı teklif etmişlerdi. Yengem, hiç tereddüt etmeden bebeği dünyaya getireceğini söyledi ancak o da abim de çok sıkıntılı ve zorlu günler geçiriyorlardı. Özürlü de olsa bebeğin doğumu yaklaşıyor ve tedirgin bekleyişte sona doğru hızla yaklaşılıyordu ancak yengem, normal kontrolleri için doktora gittiğinde karnındaki bebeğin ölmüş olduğu gerçeğiyle yıkıldı.

Doğmamış yeğenimin ismi Mehmet; ağabeyi Hüss öyle istedi. Allah, birgün Hüss’e gerçekten bir Mehmet kardeş nasip eder inşallah.