Her gün günlük tutmak, uzun bir ara verdiğim için sanırım, yorucu oluyor. Dostoyevski‘nin dört ciltlik günlüklerinin bendeki tesirinin böyle olacağını tahmin etmemiştim. Bir süre sonra günün sonunda olup biteni özetleyen notlar almak, alışkanlık haline gelecektir eminim. “Çabam, geleceğe güzel hatıralar bırakmak” gibi süslü cümleler kurmayacağım. Akşamları, gündüz neler yaşadığımı ayrıntılarıyla hatırlama noktasında zorluk yaşadığımı fark ettim. Şuursuzca yaşıyorum çünkü, normal bu durum.
Continue reading →