Alıp Başımı Gidesim Var

e-vren günlüğü’nün geleneği MisAfiR KaLeM{LeR}, yeni bir döneme girmeye hazırlanırken Ağustos 2009’un isminin e-vren dünyası’ndaki yerini almasına 48 saatten az bir süre kaldı.

Hüss‘ün kırmızı bisikletinin yan tekerleklerini perşembe günü söktüm. Evin çatısında akşam vakti iki tekerlekli sürmeye çalıştı ve başardı Hüss :) Cuma günü akşamüzeri mahallemizdeki basketbol sahasına götürdüm  onu ve 2 saate yakın bisiklet sürmesini seyrettim. Ve bugün itibariyle iki tekerlekli bisiklet sürme konusunda pişen Hüss az önce mahalledeki çocuklarla bisiklet formula yarışı yaptığını söylüyordu :)

Elif Şafak‘ın Aşk romanın derin tesiri Continue reading →

Şems-i Tebrizi’nin Tacizi

Babail’de Ölüm İstanbul’da Aşkkitabını okuyarak roman dünyasına girdiğim İskender Pala‘nın ikinci romanı Katre-i Matem, öğrencilerimin İzmir TÜYAP Kitap Fuarı’ndan hediyesiydi bana. İçinde kaybolduğum divankokan romanlardan biridircinayetin zanlısını bulduran lale soğanının adını taşıyan kitap. Ve 240. sayfasında denilir ki: Âşıkım âşıkım diyorsun ama / Aşktan bir eser görülmelidir / Mesela yoksa vuslata imkân / Dos tolan dolst yoluna ölmelidir.

Kırmızı Pazartesi‘nin heyecan dolu atmosferine saldım kendimi Katre-i Matem’in aydınlanan cinayetinden sonra. Gabriel Garcia Marquez, 1982 nobel edebiyat ödülünü kazandığı Continue reading →

İçimde Kayıp Bir Şems-i Tebrizî

içimde kayıp bir şems-i tebrizi

Sen demez misin Giden her bir Şems-i Tebrizî için başka bir asırda, başka bir mekanda, bilinmedik bir isim altında bir Şems daha gelir* diye…Kimisi Şems olarak doğar / Kimisi Şems olarak ölür**

Sen Tebriz’i olsan, ben Mevlana… Mesnevi’nin 7. cildini yazsam senin Aşkına! diye Dost’a haykırdığım günden beri bilir misin;

İçimde kayıp, bir Şems-i Tebrizî yaşar.

Ölüm bir SIR; SIR gizemli… Sen de dersin ki Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli***

*Elif Şafak, Aşk, *s.408; **s.408; ***s.400

 

facebook’evreni ] facebook sayfası twitter’evreni RSS abonelik

evrengunlugu.net, 5. yılında sosyal sorumluluk gereği Türkiye Omurilik Felçlileri Derneğinin kampanya ve projelerini destekleme kararı almıştır. Ziyaretçilerini de TOFD’a destek olmaya davet etmektedir. TOFD’a ulaşın; gönüllü olun; 3430‘a boş bir sms atarak “Akülü Tekerlekli Sandalye Kampanyası”na 5 TL’lik bağışta bulunun.

Hüss’ün 5. Yıl Vlogu

Birkaç dikkatli ziyaretçim5. yıla girdin, herkes bir şekilde bir şey yaptı ama Hüss hiç görünmedi dedi; iyi de etti. Müsait zamanını bekliyordum ki cumartesi günü bu fırsatı yakaladık. Ben Hüss‘ü çektim, Hüss de beni. Ceza‘nın Fark Var‘ını başa aldırıp aldırıp dinleyerek fotoğraf çekilmek isteyen Hüss, uzun bir aradan sonra e-vren günlüğü’nde boy gösteriyor. Yine kendisine yaraşır bir videoblogla :)

…………
Bu yazıyı yazmadan 1-2 saat önce yürüşten geldim. 11.34 km yürümüşüm; 14bin 582 adım yol tepmişim :)

Dün, Nazan Hanım‘ın hediyesi geldi. Tanıdığım en başarılı Continue reading →

Aydınspor 7 – GS 5

Elif Şafak‘ın AŞK‘ını okumaya başladım bugün. O nasıl bir romandır öyle; aklımı başımdan almaya yetti ilk 50 sayfası. Tekrar teşekkürler Nur.ah :)

igoogle‘ı kullanmaya karar verdim bugün. Hatta ilk adımı attım. Google reader‘a sık kullanılanlar listemdeki bütün blogları kaydettim.

Bunun yanında epeydir hesabım olmasına rağmen friendfeed‘i hiç kullanmıyordum. Pek güzelmiş, aman ne iyiymiş :) sosyomat‘ı da çok seviyorum. facebook‘u, bloxoo‘yu ve de flickr‘ı :) Twitter‘a karşı hala anlamsız bir cahillik içindeyim. Bana pek işlevsel gelmedi ;)

Akşam, söz verdiğim üzere Continue reading →

Paketten AŞK Çıktı

Bu gece zaten çok ağlama halindeydim, zaten bardak dolmuş taşmış tüm satırlarım birbirine karışmıştı. Fazlası ile çaresizliğe gömülmüş bir yazıp bir siliyordum; gözüm satırlarına takıldı ve verdiğim kararda yanılmadığımı anladım… Bana bir adres verir misin; sana göndermek istediğim bir şey var. Gitmeden önce birine hediye etmeyi çok istiyordum, birkaç gündür o kişinin sen olacağına dair yazılarını da okuyunca emin oldum… Benim için çok değerli ama bende kalmaması gereken bir şey… İtiraz etmeyeceğin umudundayım…

Yukarıdaki satırlara yanıt verdikten sonra beklemeye koyulmuştum kapımı çalacak emaneti. İki gün geçmedi ki bugün okuldan yorgun argın kendimi eve attığımda, “kargon var” dedi Safiye Sultan; masamın üzerine koyduğu paketi göstererek. Önce kıyafetlerimi değiştirdim; elimi yüzümü yıkadım ve tahminimden ağır kutuyu alıp yatağımın üzerine oturdum. Özenle sarılmış iki ayrı paketten birinde en sevdiğim yiyeceklerden biri vardı; cezerye. İkinci paketi açtığımda Elif ŞAFAK’ın AŞK kitabını görünce şaşırdım, mutlu oldum ve şimdi anlıyorum epostalarda neden bu kitabın adının bu kadar sık geçtiğini dedim kendi kendime…

Sonra, İtinayla yazılmış ve AŞK‘ın pembesinden kurdeleyle nazikçe rulo yapılmış mektupu açıp okudum: Continue reading →

Halkla İç İçe Fatura Kuyruğu

21:30 Harun‘u Ankara’ya uğurlamak {neden yolcu etmek değil de uğurlamak?} için otogardayım. Kardeşi Ümran da var. Harun’un arkasından el sallarken “özel üniversitede tezsiz yüksek lisans yapan adamın hali de başka oluyor” diye dedidoku yapıyoruz. İnsan zengin olmaya görsün, bastın mı parayı alamayacağın pedagojik formasyon yok :) Hal böyle olunca “vay efendim otobüs bileti bulamamışım, vay efendim derslere girememişim” derdi de olmuyor haliyle.

20.00 Asker arkadaşım Haluk aradı. Sağolsun her seferinde benden önce arayıp beni mahçup ediyor. “Cumartesi Vedat’ın düğününe geliyor musun?” diye sordu. Ehim ehim… Vedat! Eğer ki e-vren günlüğü’nden haberdarsan ve bu satırları okuyorsan sağ üstteki kırmızı çarpı işaretine tıklayıp kapatabilirsin bu pencereyi ya da sık kullanılanlara ekle de ileride çocuklarına okutur okutur mahçup olur; “Evren amcalarının neden düğün fotoğraflarında olmadığını” da izah edersin!

Onca saat elektrik kuyruğunda boşa beklemişim. Telefon faturasını da yatırmam gerekirken yatırmamışım. Ben de diyorum ki “neden bu kadar çok para arttı”. İnsan mecnun olmayagörsün :P Elektrik kuyrugundayken sağ taraftaki su faturası sırasını da takip ediyorum. 962 numara yandı, gidip su faturamı da yatırdım. Döndüm, aynı sıradaki yerimi aldım. Ptt veznesindeki “Elif Şafak“a benzettiğim memure hanım “hoşgeldin hocam” dedi. Offff, benden bahsediyor, bizzat benden!

Bankalara otomatik ödeme talimatı vermeyip, halkla aynı sıraya girip aynı havayı soluyan ben acizane bloggerınız, önümüzdeki yerel seçimlerde belediye başkanlığına adaylığımı koyuyorum efendim. Bütün bu “sizden biriyim imajı“nın altında yatan amaç buydu :)