Çok okumak mı az ama nitelikli okumak mı?

Benim için zor bir yılı geride bırakıyorum. Yaşadığım sağlık sorunlarını saymazsam, 2018 kültürel anlamda oldukça verimli geçti. Yılın neredeyse her haftasını devlet ve şehir tiyatrolarının oyunlarını seyrederek geçirdim. Okuma deneyimi açısından da verimli bir yıl geçirdiğimi zannediyordum ancak her yıl olduğu gibi bu yıl da okuduğum kitap sayısı ile toplam sayfa sayısını hesaplayınca 2017’nin gerisinde kaldığımı görüp şaşırdım.  Continue reading →

internet günlüğü 2016/10

KUTUPHANE AFIS

İnternet günlükleri bölüm 2016/10’ya son şeklini verdiğim sıralarda Ankara Kızılay’dan korkunç haberler gelmeye başladı. Hayatını kaybedenlere rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Ülke olarak hepimize geçmiş olsun temennime terörü lanetleyen cümlelerimi de ekliyorum. İnternet günlüğü’nün bu haftaki alt başlığını Cemali Karaca’nın sakinblog.com’daki yazısı belirledi. İyi okumalar: Continue reading →

internet günlüğü 2016/6

web_gunlugu

Hızla içerik tükettiğimiz internet dünyasında 08 – 14 Şubat 2016 tarihleri arasında üretilenlerden cımbızladıklarıma yer verdiğim internet günlüğü 2016/6, “Sosyal medyayı tüketiyoruz” temasıyla yayına hazırlandı. Görüş, öneri ve eleştirilerinizi yorum kısmından benimle, internet günlüğü’nü sosyal medya hesaplarınızdan takipçilerinizle paylaşmanız dileğiyle iyi yolculuklar: Continue reading →

Kitap okuma alışkanlığım üzerine birkaç ilginç detay

kitap oku

Kitaplarını hâlâ kaplayan biriyim. ‘Hâlâ’ diyorum çünkü öğrencilik yıllarımda kitapların ve defterlerin kaplanıp etiketlenmesi zorunluydu. Belki o yıllardan kalma bir alışkanlıktır kitaplarımı alır almaz jelatinle kaplıyor olmam.

Bugün nasıl kitap okuduğumu yazmak istiyorum. Yıllardır kaybetmediğim bu alışkanlığımın yıllar sonra değişime uğrayıp uğramadığını anlamak için de özellikle buraya yazıyorum. Örneğin 5 – 10 yıl sonra kitap kaplamaktan vazgeçecek miyim; hatta kaplayacak kitap almak yerine tamamen e-kitaba mı yöneleceğim? Continue reading →

e-Kitap Teknolojisi Kütüphanelerin Sonunu Getirir mi?

Birkaç haftadır kütüphanedeyim. Teyzeler, amcalar, gençler, çeşit çeşit insanlar gelip ödünç aldıkları kitapları bırakıyorlar, rafların arasında dolaşıp okumak için yeni birer kitap daha alıp gidiyorlar. Kütüphanenin büyük penceresinden onları seyrediyorum, mutlu bir şekilde yolda yürüyorlar. Ben bir edebiyatçıyım, on yıllardır da kütüphaneyle irtibatım pek kopmadı. Ama ben bile insanların hala üşenmeyip bir il halk kütüphanesine gidip ödünç kitap alıyor olmasına şaşırıyorum. Ama onları takdir duygum, şaşkınlığımdan kat be kat fazla. Üstelik bu okurların korsan kitabın ucuzluğuna veya televizyonun, internetin cazibesine rağmen yol tepip kütüphaneye kadar gelmelerine çok büyük saygı duyuyorum.

Benim kütüphane kaydımın üzerinden iki nesil geçmiştir sanırım. Son ödünç kitabımı aldığımda Continue reading →