Felaket Kaydırması (Doomscrolling) Bağımlılığı

Kovid 19 salgını dönemi, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarını ve her akşam vaka sayısını takip etmenin yanında neredeyse hemen her dakika -elimde olmadan- Twitter’da salgına dair paylaşımlara bakıyordum. Benzer bir durumu 6 Şubat depremlerinde de yaşadım. Sosyal medyada depreme dair gelişme ve paylaşımlardan aylarca kendimi alamadım. Sonradan öğreniyorum ki her iki olayda da olumsuz haber bağımlılığına (doomscrolling) yakalanmışım. Muhtemelen büyük küçük herhangi benzer bir olayda kötü haberleri yoğun şekilde takip etmeye başlayacağım, bilimsel adıyla “felaket kaydırması”na tekrar tutulacağım.


Türkçeye “felaket kaydırması” olarak geçen doomscrolling ya da doomsurfing kavramları, internetin ve tabii sosyal ağların hayatımıza dâhil ettiği bağımlılık türlerinden sadece biri. Herhangi bir felaket yaşandığında, kötü haberlere maruz kaldığımızda onlarla ilgili daha fazla içeriğe erişmeye, daha fazla haber aramaya başlıyoruz. Söz konusu kötü gelişmelerle ilgili belirsizliğin bizde yol açtığı endişe ve merak olumsuz haber bağımlılığımızı tetikliyor. Aslında bu noktada fomo olarak tabir edilen gelişmeleri kaçırma korkusunun da doomscrolling’i tetiklediğini ya da her iki kavramın da birbirini beslediğini düşünüyorum. Tabii başta Twitter olmak üzere sosyal ağ platformlarının kullandığı algoritmaların ve yapay zekanın, sürekli arattığımız kötü haberlerle alakalı benzer içerikleri karşımıza çıkararak kötü haber kaydırma bağımlılığını beslediği gerçeğini de göz ardı etmemek gerek.

Kendi adıma kötü haberleri takip etmeye bağımlılık geliştirdiğim gerçeğinin farkındayım. Toplumda infiale yol açan veya doğal afetler gibi üzücü olaylarda kendimi istemsizce elimde telefon, felaket kaydırması içinde buluyorum. Olumsuz haber bağımlılığından tamamen kurtulmak mümkün mü bilmiyorum ama yıllar önce aldığım “dijital arınma” kararıyla doomscrolling’den uzaklaşma adına ilk adımı attığımı düşünüyorum. Her gün belli bir saati kitap okumaya ayırarak, ekranla temasımı azaltmak adına fırsatını her bulduğumda podcast dinleyerek, aktif kullanmadığım sosyal hesaplarımı kapatarak (önce LinkedIn, son olarak Threads) dijital arınmama katkı sağlamaya çalışıyorum. X platformuna girdiğimde moralimin hızla düştüğünü, kaygı durumumum arttığını çok net hissedebiliyorum. Bu sebeple, az önce sıraladıklarıma ilave olarak yeni blog yazımı paylaşmayacaksam mümkün olduğunca X’e girmemeye çalışıyorum ki doomscrolling’i tetikleyen en güçlü sosyal ağın X olduğu görüşündeyim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir