internet günlüğü podcast yayınını bu kez yazılım geliştirici ve içerik üretici Tarık Çayır’la birlikte yaptım. Tarık, aynı zamanda 2009’dan beri blog yazmakta. Öyle ki son yazdığı yazıdaki Sosyal medya stratejimi tamamen elden geçirdim ifadesi dikkatimi çekti ve ayrıntısını öğrenmek hatta bunu kendisiyle podcastte konuşmak istediğimi ilettim. Ortaya da son derece keyifli, bol kahkahalı ve Tarık’ın 4-5 kez “Bu yayını baştan alalım” dediği bir podcast çıktı.
Tarık, Çay Kahve İnsan YouTube kanalı gibi bilinen girişimler kadar başarısızlıkla sonuçlanan girişimlerde de imzası olan biri. O, bütün bu başarısızlıklarını, hayal kırıklıklarını, fikirlerini, heyecanlarını, başarılı girişimlerinin tüm süreçlerini kişisel bloğunda çalınır, kopyalanır, ayıplanır endişesi yaşamadan tüm açıklığıyla yazıyor. Belki de onu sektördeki birçok girişimciden, şirket sahibinden ayıran nokta bu.
Ağzı çok laf yapan ama eli işlemeyen, eli işleyene de bin türlü laf eden, “o iş olmaz” deyip türlü bahaneler, sebepler sıralayıp bir işin ucundan da tutmayan bir milletiz. Coğrafya kaderdir deyip işgüzarlığımızı kaderciliğin, bahanelerin, dış etkenlerin ardına saklarız. İşte bu noktada Tarık’ın “Konuştuğun değil de ortaya çıkarttığın ürün çok değerli” ifadesi çok önemli.
Aslında YouTube’a bakıldığında Tarık’ın yapıp ettikleriyle son derece ortada olduğu izlenimi edinilebilir fakat podcast sohbetinde “Görünür olmayı unutmuşum” sözü bir hayli şaşırtıcı. 2019 yılının sonunda bunun farkına vardığını söylüyor ve artık daha çok görünür olmak zorunda olduğuna karar verip blogdan diğer sosyal ağ hesaplarına kadar kullandığı her dijital mecrayla ilgili yeni bir strateji belirliyor.
Bu stratejide bloğun başı çekmesi ise çok önemli bir ayrıntı. Çünkü Tarık’a göre dijitalde varlığın bilinmesinin en önemli noktalarından biri içerik üretmek, bunun en etkili yolu da blogda yazı yazmak. Bu farkındalıkla birlikte Tarık, 2020 yılı itibarıyla bloğu hayatının tam anlamıyla merkezine almaya karar verimiş.
Hem kendisi hem işi gereği başkaları için YouTube gibi mecrada video içerikler üreten birinin görünürlüğünü artırmak, dijital varlığını daha sağlam pekiştirmek için -uzun süredir hem yazarların hem okurların terk ettiği- blog dünyasını yeniden merkezine almasının kendince şöyle mantıklı bir gerekçesi var. O, üretilen içeriklerin, özellikle metinsel içeriklerin anlatılan şeyi daha rahat ortaya koyduğunu, karşı tarafa daha hızlı fikir verdiğini ve güzel kapılar açtığını savunuyor. Blog içerikleri sayesinde güzel yerlere gelmenin mümkün olduğunu söylüyor. Haksız da sayılmaz. Tarık’ın blogla ilgili aldığı bu karar ve söyledikleri kendi adıma umut verici olduğu kadar “interneti bloglar kurtaracak” savımı da destekler nitelikte.
Tarık, bazen kişisel bloğunda bazen de Medium’daki bloğunda yazıyor. Bunu niçin yaptığını, kendi bloğu dururken neden Medium’da da yazdığını sorduğumda çok mantıklı bir cevap verdi. Onun Medium’la ilgili görüşlerini, kişisel blog ile Medium karşılaştırmasına dair değerlendirmelerini de bu vesileyle uzun süredir atıl duran Medium’daki hesabımda yazdım. Oradan okuyabilirsiniz ;)
internet günlüğü’nün tüm bölümlerini aşağıdan dinleyebilirsiniz:

#25 Dijital Pazarlama ve Sosyal Medya (Konuk: Okan Yüksel) – internet günlüğü
- #25 Dijital Pazarlama ve Sosyal Medya (Konuk: Okan Yüksel)
- #24 Sosyal Kaygı – Sosyal Medya Bağımlılığı İlişkisi (Konuk: Ekmel Kılıç)
- #23 İsyan Durağı Twitter (Konuk: Sinem Özel)
- #22 Kurtarılmış Bölge: Medium (Konuk: Mustafa Gerdan)
- #21 Dijital Kalabalıklar İçinde Yalnızlık (Konuk: Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül Elif Çaycı)
- #20 Telefon Bağımlılığı ve Çok Boyutlu Yalnızlık (Konuk: Doç. Dr. Deniz Mertkan Gezgin)
- #19 Blog yazarlığının mayası: Tutku (Konuk: Ayşe Çınar)
- #18 23 Nisan Özel Yayını – Konuk: 13 yaşındaki İsa Soyfidan
- #17 Dijital mecralarda görünür olmak (Konuk: Tarık Çayır)
- #16 Dijitalde insanlarla bağ kurabilmek (Konuk: Gamze Nurluoğlu)
Podcast: Play in new window | Download
Subscribe: RSS
Podcastin tanımını yapayım derken popcast tanımı yapmışsın :)
Popcast çoğunlukla dizi halindeki dijital medya ürünlerinin (radyo programları, videolar vs.) internet üzerinden -genellikle feed (bildirim) yoluyla- bilgisayar ve taşınabilir cihazlara (cep telefonu, tablet vs.) indirilebilecek şekilde yayınlanması. Bu şekilde indirilmiş dosyalara ise podcast denir.[1]
Haklısın “popcast”in “izlenme” sayısı zamanla artacaktır ;)
Popcast çok başarılı devam ediyor düşüncesindeyim, sanırım zamanla izlenme sayılarıda artacaktır.