3. Blog Yazarları Çalıştayı: Daha yeni başlıyoruz!

3. Blog Yazarları Çalıştayının hazırlık süreci epey stresli ve yorucu geçtiği için 17 Kasımdan bu yana hem bu konudan hem de bloglardan uzak durmaya çalıştım. İlk defa ana temasıyla bu denli örtüşen bir çalıştay süreci yaşadım ve “Biz niye olamadık?” sorusunun cevabını kendi adıma fazlasıyla aldım. 

Çalıştaya dair bütün notları ve görselleri bu yazıyı yayımladıktan sonra 3. Blog Yazarları Çalıştayı sayfasında paylaşacağım için burada ayrıca bir ayrıntıya girmeyeceğim. Ayrıca sonuç bildirgesi de birkaç hafta içinde aynı sayfada yayımlanacak. Türkiye’de bloglarla ilgili üniversite düzeyinde üç yıldır yapılan bu tek etkinliğe konuşmacı ve seyirci olarak katılan, bu etkinliklerde görev ve sorumluluk alan herkese çok teşekkür ederim.

2015, 2016 ve 2017 yıllarında düzenlenen blog yazarları çalıştayı sürecinin 17 Kasım 2017 tarihinde ömrünü tamamladığı görüşündeyim. Ama “ömrünü tamamlamak” kesinlikle bir “son” demek değil. Şöyle ki:

  • Blog yazarları çalıştayı ismindeki “çalıştay” ifadesi önümüzdeki yıllarda kesinlikle işlerlik kazanmalı. Seyirci derdine düşülmeden önemli meseleler enine boyuna masaya yatırılabilmeli.
  • Çalıştay, organize edilmesi daha kolay bir hale getirilmeli. Büyük salonlarda değil daha mütevazı mekanlarda gerçekleştirilebilir hale dönüştürülmeli.
  • Yeni blog yazarları, bu tarz bir etkinliğin daha çok merkezinde yer almalı. Yıllardır blog yazan kişiler, rehber görevi görürken yeni blog yazarları sorumluluk üstlenen, görev alan konumda olmalı.
  • Çalıştay veya benzeri yeni bir etkinlik gerçekten işin içine bizzat girecek, sorun çıkarmak yerine sorun çözücü davranacak bir ekiple hazırlanmalı.

Gelecek Vadeden Blogların yazarları, ilk defa bu yıl kendilerine özel oturumla Blog Yazarları Çalıştayının bir parçası oldular. Onların listeye girmelerinde payı olan jüriden Sema Eren ve Sezer İltekin de oturumda konuşmacı olarak yer aldı. Gelecek Vadeden Bloglar’ın “Gelecek Blogda” oturumuyla çalıştaya kattığı heyecan ve değer benim için çok büyük. Bu projenin geliştirilmesi gerekiyor. Bundan dolayı jüri sayısının artırılması ve aday blogların değerlendirme şeklinin düzenlenmesi için birkaç girişimde bulundum. İşte Gelecek Vadeden Bloglar jürisinin mevcut altı kişilik ekibine katılan yeni isimler:

Önemli olan atılan her adıma yenilerini ekleyebilmek, yeni hayaller ve hedeflerle yola devam etmek. Size kendinizi iyi hissettiren şey ne ise vaktinizin büyük bölümünü onunla uğraşmaya adamak enerjinizi de mutluluğunuzu da verimliliğinizi de artırıyor. 

Beni ayakta tutan ve kendimi daha iyi hissetmemi sağlayan bu 12 yıllık blog yazarlığı yolculuğunda ağır bir şekilde tökezledim, ayağımın takıldığı taşın canımı acıtmasına izin verip kendimi adeta bir fetret devrine soktum. Oysa durup o taşları temizlemeliydim ki arkamdan gelenlerin de ayağına değmesin. Bunu anlamam ve bu yönde hareket etmeye karar vermem için epey bir süre kendimi dinlemem gerekti. Yeni heyecanlarla Türkçe blogların geleceğini beraber inşa etmeye devam etmeliyim. Çünkü henüz görevimi tamamlamadığımı hissediyorum. Yapacak son bir işim kaldı. Şimdiden 4. Blog Yazarları Çalıştayını da içinde barındıracak Türkiye’de Blog Zirvesi ile Blog Onur Ödülü projelerinin müjdesini vereyim. Ayrıntıları bir sonraki yazıda paylaşacağım.

En çok buralardayım: Instagram | Facebook | Twitter | YouTube

24 Comments

  1. Mavi anne katılsın öyleyse seyirci koltuğunda :) Biz asiller koltuğunda bulunmak istediğimiz için çıktı sorun :) Mavi anne zaten ona gönderdiğim yorumu da yayınlamadı.Alkış alkış alkış size :)) Sadece olumlu yorumları yayınlayıp,kafanıza kuma gömdüğünüz için :)

  2. Farklı şehirlerde olsak da tanıştığımız günden beri paylaştığın enerjin ve ortak blog kültürüne katkılarından dolayı teşekkür ederim Fatma. Çalıştaya değer verip -uçuş saatin ertelenmesine rağmen pes edip havalimanından evine dönmeyerek- Ankara’dan İstanbul’a gelerek bizimle olman unutulmayacak bir fedakarlıktı. Eleştirmek yerine değiştirmeye, üretmeye, yenilenmeye hep birlikte devam edeceğiz. Sevgiler.

  3. Selam,
    İlk günden beri senin sayfanı takip eden tüm blog yazarlarına açık çağrı yapıldı blog çalıştayı için
    Buna dahil olmak herkesin kendi iradesindeydi
    Benim eleştirilerde anlayamadığım nokta,
    Sanki bizler orada olanlar, özel davetliymişiz de gelmişiz gibi bir algı var
    Hayır hiç de öyle değil!
    Evren sana haksızlık yapıldığını düşünüyorum
    Bu sayfalarda duyuru yapıldığında “ben de orada olmalıyım” dedim ve biletimi aldım,
    Seyirci koltuklarında oturup katılım sağladım,
    Neden davet bekliyorlar ki, ben bu konuyu anlayamıyorum,
    Zaten “katılım ücretsiz herkese açık” diye buradan duyuru yapıldı
    Arkadaşlar kimse kimseyi dışlamıyor,
    Tabi ki eleştiri yapılacak ama üslup çok önemli,
    Lütfen nezaketi elden bırakmayalım,
    Kırıcı olmak çok kolay, zor olan yapıcı eleştiriler getirebilmek,
    Sizler de düzenleyin toplantı, çalıştay, panel bizler de katılalım
    Çok seslilik her zaman iyidir
    Selam ve sevgiler

  4. “Yayımlamak” fiilinden bahsediyorum. Türkçede “yayımlamak” diye bir kullanım yok. “Yayın” ve “yayım” sözcükleri isimdir, olayı çok yanlış anlamışsın. “TDK sözlüğüne bakarsak “yayınlamak” ile “yayımlamak” aynı anlamda kelimelerdir.” sözüne istinaden TDK’nın “yayınlamak” ile ilgili bir örneğini göstermeni rica etmiştim.

  5. Pardon ama dil kimsenin tekelinde değil. Önemli olan diploma değil… Her araştıran ve kültürlü insan nasıl yazacağını bilir ki illa diplomaya gerek mi var? Yayım: Matbaacılık ve kitap gazete için ilk olarak tercih edilir. İnternet ortamında ise “yayın” tercih edilir. Blogger’da bile. “Yeni yayın” oluştur vardır. “Yeni yayım” değil. Televizyonda da “yayın” vardır. Fakat ikisi de tercih edilebilir mi? Tabii ki edilir…. Yani eleştirilere cevap yazamayınca kelimelerle uğraşmak, diplomam var demek ne büyük bir ego… Peki Blogger’ları seçmek ve sınıflandırmak için de diploman var mı?

  6. Ekran görüntüleri ekte… TDK http://www.tdk.gov.tr adresinden bakabilirsin. İlla benim ispatlamama gerek yoktur. Umarım eleştiri yazımı da okursun… Ufacık bir eleştiri de bile hırçınlaşmanın anlamı yoktur.
    Yayım:
    http://4.bp.blogspot.com/-q_mziTy5CeI/WifUdqrwcJI/AAAAAAAAMaQ/_Ggl7Cky6so0giV6k68dv86is1icxbPvQCK4BGAYYCw/s1600/2017-12-06_14-25-02.png

    Yayın:

    http://3.bp.blogspot.com/-35EdHXctBkA/WifVED2FYOI/AAAAAAAAMac/ZJhcaq3HoIwSfepA46Ejl0tK6FJHI9x-wCK4BGAYYCw/s1600/2017-12-06_14-24-42.png

    http://tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5a27fd1b1071e9.74115648
    http://tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5a27fd16b61173.16402077

    Eleştirilere katlanmayı öğrenmelisiniz… Umarım bu yorumu hem yayınlar hem de yayımlarsın… :)
    Selamlarımla…

  7. Hangi TDK sözlüğünde “yayınlamak” ile “yayımlamak” aynı anlamdadır diyor? Bunu tdk.gov.tr üzerinden veya TDK sözlüğünden bir görselle teyit edebilir misin? Türk Dil Kurumunun resmî internet sitesindeki Sıkça Yapılan Yanlışlara Doğrular bölümünde “yayınlamak ifadesinin doğrusunun “yayımlamak” olduğu açıkça belirtilir. Üretken biri değilim, öyle bir iddiam yok. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü diplomasına sahip biri olarak dil konusundaki yanlışları düzeltme sorumluluğum var. Zaman zaman ben de hepimiz de klavye hatasıyla veya dalgınlıkla bazı sözcükleri yanlış yazabiliriz. Açıkçası ben düzeltildiğim zaman çok mutlu oluyorum. Ama TDK’nın yazım kılavuzunu veya sözlüğünü baz almadan “o da aynı bu da aynı,istediğin gibi kullan” demem, denilmemeli de. Varsa ispatı açılır sözlükler, yazım kılavuzları gösterilir, kabul edilir.

  8. Yurdagül yorumun harika… Ayrıca TDK sözlüğüne bakarsak “yayınlamak” ile “yayımlamak” aynı anlamda kelimelerdir. İstediğini kullanabiliriz. Yani kelimelere takılmak ve düzeltmek pek de üretkenlik değildir….

  9. Fatma, bloglarla ilgili uğraşların, desteğin, katkın için çok teşekkürler. Çalıştay için Ankara’dan kalkıp geldin, bu çok büyük bir fedakarlık. Çalıştay Türkiye’nin herhangi bir şehrinde olabilir, illa İstanbul’da devam edecek diye bir şart yok. Ankara’da da yapılır, başka blog yazarları kendi şehirlerinde yapabilir; hiç fark etmez. Yeter ki birileri bir şeyler yapsın, Türkçe bloglar adına bir katkı sunulsun. Ben bu yöndeki her türlü çabayı, girişimi sonuna kadar desteklerim.

  10. Biraz eleştirdim “Çalıştay”ı :) Hatta bana göre çok da önemli olmadığını blog yazarlarının %90’ını temsil etmediğine inanıyorum. Umarım kimse alınmaz çünkü her zaman doru bildiklerimi yazıyorum. Umarım herkesi kapsayan ve daha içten ve daha ulaşılır tepeden inme olmayan etkinlikler olur. Tabii ki Evren seni çabalarından dolayı tebrik ediyorum. Uzun süre blog yazmak kolay değil. 2006’dan beri yazıyorum. http://www.mustafasonmez.com/2017/12/blog-calstayi-cok-guluyorum-guluyorum.html

  11. Merhabalar,
    Suskunluğunu bozmana sevindim Evren,
    “taşları temizlemeliydim ki arkamdan gelenlerin de ayağına değmesin” sözü tabi çok manidar
    Blog yazarları için yaptığın çabaları takdirle izliyorum
    Herkese yaranmak malesef mümkün değil,
    Senin derdinin yaranmak olmadığını da çok iyi biliyorum tabi ki,
    Ancak sürekli eleştiren ancak bir şeyler yapmak için kılını bile kıpırdatmayanları ben kaale almıyorum, sana da öneririm,
    Bir sonraki çalıştay Ankara’da olsun ne dersin?
    Elimden gelecek ne varsa yapmaya hazırım
    Sevgiler

  12. Zafer, seyirci olarak çalıştaya gelmekle kattığın değerin bloglar adına artarak devam edeceğine inanıyorum. Senin gibi blog yazarlarıyla birlikte güçleniyoruz, istek ver arzumuz artıyor. 17 Kasımdan bu yana kurduğun sağlıklı iletişim için çok teşekkür ederim. İnşallah beraber daha güzel işlere imza atacağız.

  13. Sevgili Evren, bu yazıyla çalıştay sonrası suskunluğunun kelebeğin koza evresi olduğunu anlamış olduk. :) Senin ve blog dünyasına katkı sağlayan herkesin çabalarının, başarılarının devamını dilerim.

  14. Blog dünyasını temsil ettiğinizi söylediğiniz için tabi ki bloguna geldim ve yorum yaptım.Eleştiriye açık olmadığınız ve sürekli karşı tarafa tavsiye veren küçültmeye çalışan bir davranış içinde olduğunuzu da görüyorum.Bizim ortak dil oluşturmamız mümkün gözükmüyor.Bırakın ne yapacağıma da ben karar vereyim,az indirin şu egonuzu biraz :) Her neyse bu yazdığım son yorum.Yolunuz açık olsun,kolaylıklar dilerim :)

  15. Sizin hangi yazınızı sildiğimi / yayımlamadığımı hâlâ anlayamadım. Ayrıca bugüne kadar attığınız üç yorumunuzun üslubu ortada. Çabanızın altında yatan niyeti bir türlü çözemedim. Kimseye hesap vermek, kimsenin yorumunu onaylamak veya cevaplamak zorun olmadığım gibi hepimiz sosyal medyada kimseyi takip etmeme özgürlüğüne de sahibiz. Bu kadar rahatsız olduğunuz ve eleştirdiğiniz birinin bloğunda ve Instagram hesabında ne işiniz var, bu da ayrı bir mesele. Onun bunun eksiğini bulmakla enerji harcamayı bırakıp işinize gücünüze bakmanızı öneririm.

  16. Zaten müridleriniz bana saygısızca mail atmış.Ben,sürü soru sordum ve cevap alamadım.Harf hatalarını düzeltmektense keşke sorularıma cevap vermeyi deneyip,daha önceki yazdıklarımı silmeseydiniz.Ben,insanca yaptıklarınızı sorguladım,cevap ise bu oldu.Kolaylıklar size :) Devam etmek anlatmaya çalışmak imkansız gözüküyor bu şartlarda :)

  17. Çok haklısınız, bahsettiğiniz on kişi adına teşekkür ederim. Umarım sizin peşinizden daha çok insan koşar. Hangi yazınızı yayımlamadığım konusu ise anlamadım. (Bu arada yayınlamak değil yayımlamak yazılır.)

  18. Kendinizi otorite ilan ettiniz ama 750.000 kişinin olduğu blog dünyasında peşinizden gelen,sorgulamadan sizi otorite kabul eden 10 kişiyi geçmez 🤣🤣.Benim yazımı yayınlamayarak da görmüş olduk egonuzu.Instagramınızdan mesajımı da dikkate almamanız ve kimseyi takip etme zahmetinde bulunmamanız zaten koyduğum teşhisi doğruluyor.Yaratmış olduğunuz balon dünyasında mutluluklar diliyorum ben de size😉

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir