Bir kitap olsan hangisi olmak isterdin? Uzman Eğitmen ve Kurumsal Koç Beril Atakul, cumartesi günü şirketimizde verdiği eğitimin başında bana bu soruyu yöneltti; öncesinde de olmak istediğim para birimini sormuştu. Eğitim öncesi oynadığımız bu ısınma oyunu sonunda ‘değerlerine bağlı, alışkanlıklarından pek vazgeçmeyen ve derin duygulara sahip biri’ olarak tanımladı beni Beril Hanım.

Şirket içinde de özel hayatımızda da bir arada yaşadığımız kişilerle birbirimizi her an çok sevmemizin mümkün olmadığını zaten insan ruhunun da buna müsait olmadığının altını çizdi.

“Hedeflerimizin gerçekleşmesi birine bağlıysa gerçekleşmeme ihtimali yüzde 50’dir.” cümlesi 34 yıldır gerçekleştirdiğim hayallerimin yanında gerçekleştiremediklerimin de olmasının sebebini çok iyi açıklıyordu. Bu cümlenin ‘gerçekleşme ihtimali’ değil de ‘gerçekleşmeme ihtimali’ şeklinde kurulması da özellikle dikkatimi çekti.

Kadere inanan ve ‘kısmetten öteye geçilmediği’ni savunan biriyim. Ancak atmak istediğimiz bir adım ve alacağımız bir karar için birinin onayını alma; birinin bir şeyleri gerçekleştirmesine bel bağlama durumunu yaratıyorsak gerçekten adımlarımız yavaşlıyor. Öyle ki benzer bir durum ‘şunu yaparsam bunu da yapacağım’ gibi çapraz bağlamalarda da karşımıza çıkıyor. Tıpkı benim ‘koşu ayakkabısı alınca gideceğim’ şartına bağladığım için spor salonuna gitmeyi her ay ötelemem gibi.

Eğitim sırasında ‘bir işi yapmanın tek başına yeterli olmadığı’ vurgulandı; söz konusu işin hedef kitleye ulaşmasının; hedef kitlenin mesajı almasının da önemli olduğunun altı çizildi.

Beril Hanım’ın en güzel somutlaştırıcı ifadelerinden biriydi ‘vizyonumuzu kimseye kan nakliyle hemen kazandıramadığımız’ gerçeği.

Hedef belirleme konusunda da Beril Hanım’ın değerli bir önerisi vardı: İstekleriniz değil de başarmak istedikleriniz üzerine hedef koyup planlama yapın.

Hafta sonundaki o eğitimden paylaşabileceklerimi buraya not düştüm; hayatıma tatbik edeceklerimi de zaten hep birlikte yaşayıp göreceğiz ;)

Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E+