Bugün 31. TÜYAP Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı‘nın son günüydü. Fuar salonunda dolaşırken “Can Yayınları, İletişim Yayınları, Yapı Kredi Kültür Yayınları vs.” gibi “nitelikli eserleri” yayımlayan yayınevlerinden çok edebi değeri düşük üçüncü sınıf kitapları yayımlayan yayınevlerinin standlarının tıklım tıklım dolu olduğunu görünce üzüldüm. Kitap okuyoruz ama bunu bilinçsiz bir şekilde yapıyoruz.
Saat 15.45’te iki önemli söyleşi vardı ve bir tercih yapmak durumundaydım. Ahmet ÜMİT, “Ülkem ve Romanım” konulu bir söyleşi yapacaktı. Aynı saatte Can Dündar‘ın kaleme aldığı Mehmet Ali Birand‘ın hayatıyla ilgili kitabı için iki büyük ismin söyleşisi de vardı. Çok kalabalık olacağını ve yeni çıkan bir kitabın üzerine iki saat konuşmanın çok da faydalı olmayacağını düşünerek Ahmet Ümit’ten yana tercih kullandım. Ahmet Ümit, çok doğal ve esprili bir yazar. Bu ülkedeki olayların, kültürün, yanlışlıkların kendisini zorla yazar yaptığını dile getiriyor. Ahmet Ümit’in konuşmalarından not edebildiklerim şunlar:
– Ben yazar olmaya aslında karar vermedim. Bu ülke beni zorla yazar yaptı.
– Yazdığım ilk hikaye 40 ayrı dilde yayımlandı. Orhan Pamuk’un hiçbir kitabı bu kadar çevrilmedi.
– Son dönemde romanlarımda araya çok girdiğim yönünde eleştiriliyorum.
– Şems ile Mevlana üzerine ilk romanı {Bab-ı Esrar} ben yazdım. Ama diğerleri daha çok reklam yaptı.
– 2005 yılında Konya’ya gittiğimde çok etkilendim. 1 yıl boyunca Mevlana üzerine sürekli kitaplar okudum. Ve tekrar Konya’ya gidip Mevlana türbesini gören bir otelde oda tutup Bab-ı Esrar’ı yazmaya başladım.
– Beni en çok etkileyen romanım Kukla‘dır. Çok kalın olduğu için insanlar çekiniyor ama en müthiş kitabımdır.
– İstanbul Hatırası’nın filmi çkilecek. Bab-ı Esrar romanımın film haklarını da verdim.
Ahmet Ümit, sorulan bir sorunun üzerine yazmakta olduğu yeni romanının da adını ilk kez söyledi: Beyoğlu’nun En Güzel Abisi. Polisiye ve tarihi romanlarının yanında artık sıradan bir insanı kahraman yaptığı romanlar da yazması gerektiğine karar vermiş Ahmet Ümit. Beyoğlu’nun tarihini de içeren ve bir kadını merkeze alan bir roman kaleme aldığını söylüyor.