Meğer O Adam Gerçekmiş

Sabah 06.30. 15 dakika boyunca çaldı alarm. Tahminimden daha rahat uyandım. 15 gün boyunca yatış saatim 4’ü geçiyordu; uyanmamsa 11’den önce olmuyordu.

Bugün eve dönene kadar kendimi iğrenç, rezil, mutsuz, bahtsız, ne kadar saçma sapan şey varsa

 öyle hissettim.

Sonra bir teknoloji mağazasına girip kendime 2GB’lık bir flaş bellek alıp moralimi bir nebze de olsa yükselttim.

Eve gelip, üstümü başımı değitirip “bırrrrr, böööööö, mannnyaksın o’lum seeen!” falan filan dedim. Bilgisayarımın başına oturup gelen giden yorumlara, e.postalara baktım. İnsanı çileden çıkaran gündüzki ruh halim hepten düzeldi.

Yengem mercimek çorbası yapmış, ben de iyice limon sıktım içine. Ve şu anki halime iyiden iyiye büründüm.

Bu arada, o adam gerçekmiş! Seyfi Solukal‘ın iki yorumunu da okudunuz mu :)

Bir şey yazacaktım, unuttum.

İstanbul’la ilgili bir ziyaret söz konusu diyordum ya geçenlerde. Az önce baktım, tarih marih belli olmuş. Geri sayım martta başlıyormuş. Ben buraya ileride yapmayı planladığım bir şeyi yazınca genelde olmuyordu. Bunu da kesin tarihiyle vs yazmak istemiyorum; al sana bir batıl inanç saçması daha!

Öffff, hakikaten ne salak bir ruh hali içerisindeyim bu gün :( Messenger listemdekilerin iletilerine takıldı gözüm:

Duygu, 40 yazmış. Ne demek istedi acaba? Allah Allah… {Sordum, sevgilisi 40 gün sonra izne geliyormuş}

“Artık derin bir ooooh çekebilirsiniz. Çünkü artık ben yoğum demiş bizim Cihan. {Seni Cedric seni}

Yeğen Arif, “Ner_De_Sin” diye eklemiş.

Diğerlerini de yazacaktım lakin, yarınla ilgili yazıp çizeceğim bir iki şey var. Uykum geldi mi çok önemli bir işim de olsa yapasım gelmiyor. Hala mutsuzum sanki :( Beni yalınız bırakın, reca ediyorum kuzum!

5 Comments

  1. Yazılarınızı ikişer üçer sene geriden takib ediyorum, kendi istediğimi istediğim zaman okuma fırsatını yeni buldum.Bu yazı çok içten, bir an yanınızda dolaşıyormuşum gibi hissettim :)E-vren Günlüğü okuyucularına sormak gerek alışkanlık yapıyorsanız, bir kaç tane okumaktan bir şey olmaz canım demeyi bırakıp kaçsam iyi olacak :)

  2. Bil ki ben de senin gibi berbat durumdayım. Hatta durum o kadar vahim ki daha okulun ilk günü üşütüp ertesi gün yani bugün de yatağa düştüm. Dakka bir gol bir yani. Bu yüzden canını sıkma… seninle benim başıma gelenler çocuklukta içimizde kalan “bugün okula gitmicemmmm” psikolojisinden başka bişi değil… Birkaç güne kalmaz geçer… hele bir randıman alalım bak gör nasıl da koşa koşa gidicez okula :))

  3. İstanbul seni ağırlamaktan memnunluk duyacaktır şüphen olmasın :) Yalnız mart ayında geleceğini yazmışsın ve o dönem seçim dönemi. Umarım etraftaki nahoş görüntüler sonrası şehrimizi beğenmemezlik yapmazsın. Ayrıca ne kadar kalacağını bilmiyorum ama gitmeden tarihi yerleride mutlaka ziyaret et derim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir