Henüz ortaokuldayken üstten bozuk çıkan dişim için babamla doktora gitmiştik. Adını hiç unutmuyorum; Bingöl Barut’tu. O da çenemim dar olduğunu, 20’lik dişlerime yer olmadığını söyleyip tel tedavisi uygulanmasının uygun olacağını söylemişti. Üstten ve alttan toplam 4 tane sağlam dişimi çekip beni İzmir Alsancak’taki çok şirin bir bayan diş doktoruna göndermişti. 2 yıl boyunca diş tellerinde Galatasaray renklerinde plastik süsler olan salak bir çocuk olarak dolaşmıştım. Ayda iki defa bunun için İzmir’e gidiyorduk ve her tel değişiminde ağrısında evde yatıp ağlıyordum :)
Yıllardır benimle birlikte olan dişim artık yok. Doktor hanım, çekilen dişi atacaktı ama onu almak istediğimi söyledim. {Evlat mı edineceğim ne!} Şaşırdı biraz, “tabi” dedi. {Şaşıracak bir şey yok, benim olan bir şeyi istiyorum :) } “Edebiyatçı duyarlılığı işte doktor hanım” dedim. Kendisiyle birebir özel bir görüşme yapmak istiyorum. Aslında onu bu hale getiren benim ihmalkarlığım. Odaya çekilip onu karşıma alıp özür dilemeliyim kendisinden :)
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
