O, Artık Yemin Etmiş Bir Asker!

35 günlük hasret sona erdi. Harun dün yemin törenini gerçekleştirdi, evine döndü. Ben de bugün İncirliova‘nın yolunu tuttum. Tahmin ettiğim gibi usta birliği yine Manisa’ya çıkmış. Oğlumuz geri kalan askerlik görevini gözümüzün önünde tamamlayıp tam da doğum gününde teskeresini alacak!

Askerlik anıları anlat anlat bitmezmiş. Öyle de oldu. Dinlerken ben yoruldum :) Yemin töreninin çok erken bir saatte olması, ingilizce kursumu önceden haber vermediğim için iptal ettirme şansımın olmayışı, üzerine bir de Harun’un finallerimden dolayı törene gelmememi rica eden mesajı neticesinde, Cuma günü gidemedim Manisa’ya. Neyse ki bugün bol bol konuştuk, dertleştik, yürüdük, alışveriş yaptık.

Bayramdan Arta Kalanlar…

Bir ılık bir soğuk geçti bayram…

Geçen bayramda görüşemediğim yakın arkadaşlarımdan Mutlu Yavuz geldi. Anne ve babasına gittik sonra.

Benden önce davranıp Evren abi aradı beni. Bayramın en şaşırtan telefonuydu benim için :) Üstelik mahçup da oldum :(

Turgut Hocamı aramayı unutmuşum, dördüncü gün aklıma geldi. Utana sıkıla aradım hemen. Bu sefer sofra başında değildi :)

Emine nineme gittim. Torunu kat kaloriferi döşetmiş eve. “Artık hiç üşümüyorum.” diyor. Söz verdim pazar günü gidip pazardan kese yoğurdu alacagım ve ayran yapacağım ona.

Gülgün Hocamın elektrikleri kesikti, bu bayram elini öpmeye gidemedim :)

İncirliova’ya Harun‘un ailesini ziyarete gidecektim ki evde yoktular.

Çiftlik Köyü‘ne Yüksel abimin yanına gittim. Yine annesinin odun ateşinde pişen o muhteşem yemeklerinden yedim :)

Bayramın son günü İlknurlardaydık. Unutulan dondurma muhabbeti yarım saat sürdü :) Güldük eğlendik yine. Sonra toplanıp hep beraber Deniz‘lerin evine gittik. Orada da üzerime bir ağırlık çökünce ben pek muhabbete katılamadım. Zaten çoğunluk Avrupa Yakası‘nın tekrarına kilitlenmişti :)

Hüss‘ün üç yaşındaki kız arkadaşı Özge geldi ama Hüss, Denizli’de olduğu için görüşemediler. Özgecik evin bütün odalarında Hüss’ü aradı. En sonunda telefonumdaki Hüss videosu ile onu oyaladım :)

Dün Aydın’a dolu yağdı, ben de bayram ziyaretlerim sırasında doluya tutuldum.

REMİNÖR-LAMAJÖR

Hiçbir şey dışarıdan göründüğü kadar kolay değilmiş, bunu öğrendim bugünkü ilk gitar çalma dersimde: Domajör, Dominör, Remijör, Reminör, Mimajör, Minör, Famajör, Faminör, Solmajör, Solminörler vs havada uçuştu bugün. Ve en acısı ise sol elimin parmak uçlarına oldu. Artık tellere basmaktan yarılacaklar sandım. Neyseki bir süre sonra sertleşiyormuş derisi de acımıyormuş artık :) Kendimi gitar öğretmenimin usta ellerine teslim ettim. Allah kendisine sabır versin artık, benim gibi birine bir şey öğretmek, deveye hendek atlatmak kadar zordur :) Sözel zekaya sahip biri olarak el becerisi gerektiren uğraşları çok çabuk kavrayamıyorum. Neyseki gitar konusunda son derece kararlıyım. Halledeceğiz bu işi mutlaka. 

***

Akşam İncirliovada’ydım. Haftalardır söz verip de bir türlü fırsat bulamayıp yanına gidemediğim Harun‘la nihayet bir araya gelebildik. Fırsat versem epey fırça yiyecektim ki, yaşça büyük olma avantajımı kullanıp paçayı kurtardım yine :) Harun, çok yakında askere gidiyor. Hayatımda 6 ya da 12 aylık kocaman bir boşluk bekliyor beni. Bunu düşündüm bütün bir akşam. İki kardeş için ilk defa böylesine zorunlu bir ayrılık söz konusu.