Blog yazarlarına kitap önerileri

“Yazarın işi yazmayı öğrenmektir.” der Jukes Renard. Susan Sontag da “Genellikle okumak yazmaktan önce gelir. Nitekim, yazma dürtüsü neredeyse her zaman okumakla alevlenir.” diyerek okumanın, yazma üzerindeki önemli etkisine vurgu yapar.

Continue reading →

Canlı Blog Sohbetlerinden Arta Kalanlar

Yukarıdaki videoda, YouTube’ta blog yazarlarıyla yaptığım canlı yayınlardan son üçünün eğlenceli anlarının kolajı yer alıyor. Bu, canlı yayında yapılan “Blog Sohbetleri”nin beşinci kolajı. 27 Mayıs 2017 tarihinde Taner Kandemir ve Yalçın Güler‘le başladığım canlı “Blog Sohbetleri”ni, on altı ay sonra 16 Eylül 2018 tarihinde Dilara Tan Ersöz‘le yaptığım söyleşiyle sonlandırdım*. Bugüne kadar 18 blog yazarıyla 16 canlı yayın yaptım. Yayınlarda toplam 18 saate yakın sohbet ettik. En uzun canlı yayını Oğuz Gülay‘la (1 saat 49 dakika), en kısa yayını da Dilara Tan Ersöz‘le (31 dakika 55 saniye) gerçekleştirmişiz.

Continue reading →

Blog denen şeyi kuran haylaz: Justin Hall

Son üç canlı blog sohbetinden keyifli anların yer aldığı kolajı, koşuşturma / telaş içinde henüz yayımlayabiliyorum. Fatma Erdem‘e, Mustafa Alnaık‘a ve Devletşah Özcan‘a hoş sohbetleri için tekrar teşekkür ederim. Videoyu, aslında biraz da Walter Isaacson‘un Geleceği Keşfedenler / Dijital Çağın Biyografisi kitabıdan notlarımla birlikte paylaşmak için beklettim. Çünkü tam da ana temasını “Biz niye olmadık?” sorgulaması üzerine kurduğumuz 3. Blog Yazarları Çalıştayının arifesinde kitapta hikâyesine yer verilen dünyanın bilinen ilk blog yazarı Justin Hall‘la ilgili yazılanlar blog yazarlığım adına birçok şeyi sorgulamamı sağladı. Continue reading →

“Kendine Müslüman” blog yazarı olamadım

Sevgili Fatma Erdem, 3. Blog Yazarları Çalıştayı hızla yaklaşırken benimle hem çalıştay hakkında hem de blog yazarlığı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Kendisi de Ankara’dan gelerek Blog Yazarları Çalıştayına destek verecek Fatma’nın sorularına verdiğim cevaplardan bazı cümleleri paylaşmak istiyorum:

Continue reading →

3. Blog Yazarlığı Çalıştayı ve Blog Yazarlığı Üzerine Evren Soyuçok ile Söyleşi

3. Blog Yazarları Çalıştayı Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü ev sahipliğinde 17 Kasım 2017 tarihinde gerçekleştirilecek

“e-vren günlüğü” adını verdiği bloğunu 2005 yılından beri güncel tutan Evren Soyuçok, kendisini tanıtırken  “blog yazarı” olduğunu söylüyor. Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni (ki aktif olarak görev yapmıyor) ve bir şirkette içerik editörü olmasına rağmen onu var eden uğraşın blog yazarlığı olmasından dolayı kendisini hep bu şekilde tanımladığını söylüyor. Haksız da sayılmaz çünkü sadece kendi bloğunda içerik üretmekle yetinmiyor Evren, etiketlere, popülariteye ve unvanlara takılmadan bütün blog yazarlarına eşit mesafede durarak onlarla hem yazılı hem YouTube üzerinden canlı söyleşiler düzenliyor; blog yazarları çalıştayının bağımsız bir şekilde akademik bir çatı altında yapılması için girişimlerde bulunuyor. Öyle ki ilki Aralık 2015’te İstanbul Üniversitesi, ikincisi Aralık 2016’da İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ev sahipliğinde yapılan Blog Yazarları Çalıştayının üçüncüsü 17 Kasım 2017 tarihinde Kadir Hasi Üniversitesinde düzenlenecek. Ben de bu vesileyle Evren’le bloglar, blog yazarlığı ve çalıştay üzerine bir söyleşi gerçekleştirdim.

Continue reading →

“Blog yazarı olmayan” yeni okuyucuya nasıl ulaşabiliriz?

Fatma Erdem’le geçen hafta YouTube’da yaptığımız canlı yayın sohbetimiz sırasında konu blogları, çoğunlukla yine diğer blog yazarlarının okuduğu görüşüne gelmişti. Blogların artık daha az okunması sorunundan çok, blog okuma kültürüne sahip olmayanlara nasıl ulaşılacağının tartışılması gerektiği üzerinde durmuştuk. Sahiden de öyle. Mesele blog yazarlarının birbirini takip etmesi olmamalı, asıl mesele internet kullanıcılarının blog okuma oranının nasıl artırılacağı olmalı. Continue reading →

Fatma Erdem: Blog sayesinde aslında yazabildiğimi keşfettim

YouTube canlı yayınında blog sohbetlerinin 11.sini 2005’ten beri blog yazarlığı yapan ve İlk Türkçe Bloglar listesinde de yer alan Fatma Canbulat Erdem ile gerçekleştirdik. Ankara’da bir devlet kurumunda çevre mühendisi olarak çalışan iki çocuk annesi Fatma Erdem, “Mavi Anne” olarak da anılıyor çünkü bu rumuzla Temmuz 2008’den beri mavianne.blogspot.com.tr‘de yazıyor. Bu konuda da yayında şu ilginç açıklamayı yaptı: “İki oğlum olmasına rağmen blogda bebek ve annelik üzerine hiçbir zaman yazı yazmadım. Bu sebeple bir dönem keşke mavinin peşine anne kelimesini eklemeseydim diye bir pişmanlığım oldu ama mavianne rumuzunu değiştirmeyi de düşünmedim.” Continue reading →