Türker Engin – 26 Yıla 26 Soru

turker_engin

Türker Engin‘in 26 Yıla (Geceleri Saymazsak) 26 Soru başlıklı söyleşisi için dün akşam Kaan‘la birlikte İstiklal Caddesi’indeki Mutlu Fikirler Atölyesi’ndeydik. Burnumuzun dibindeki atölyeyi 15 dakika boyunca bulamayışımız haricinde “Ben teknik bir adamım, satışla hiç alakam yoktur. Bir kararla kendimi bunun içinde buldum.” diyen Engin’in satış ve yönetim konusundaki sohbeti Perşembe gününü güzel bir şekilde sonlandırmamı sağladı.

Söyleşi sırasında “Şimdiki aklım olsa ailemle daha çok vakit geçirirdim. Oğlum doğdu bir baktım şimdi 26 yaşında. O aradaki 26 yıl n’oldu hiç bilmiyorum” öz eleştirisinde bulundu Engin ve eşi de dinleyiciler arasındaydı. Aralarındaki sıkı bağ karşıdan bile belli oluyordu; hayat boyu birbirlerine destek olan, güç veren bu iki çifti imrenerek seyrettim.

Özgürlüğüne düşkün olduğunun altını çiziyordu Türker Engin, evliliğin de bireysel özgürlüğü asla kısıtlamadığını vurguladı: “Her özgürlük bir yerde zaten bitiyor; senin özgürlüğünün başladığı yerde benimkinin son bulması gibi. Sınırsız özgürlük  diye bir şey yok. Özgürlüğü kısıtlanacak diye evlenmeyen kişi zaten toplum vs gibi etkenler tarafından kısıtlanmış halde.”

Söyleşi sırasında Engin’in ağzından en çok duyduğum anahtar sözcük “aksiyon planı”ydı. Ona göre başarıya giden yolda ‘hedef’ elbette çok önemli ancak tek başına yeterli değil. Bu noktada ‘O hedefe nasıl ulaşılacak?’ sorusunu yöneltiyor Engin ve ‘Hedefe ulaşmak için aksiyon planının da mutlaka yapılması gerekir.’ diyor.

Yönetim ve satış becerileri konusunda başarılı işlere imza atmış, aynı zamanda bu konularda eğitimler de veren Türker Engin’in söyleşisinin devamında söylediklerini özetlemem gerekirse:

  • Şans, bütün plan programın yanında çok önemli bir parametre. Şans herkesin karşısına hayatta 1 kere de olsa mutlaka çıkıyor. Kişi, bunu fark etmese bile o geçip gittikten sonra arkasına dönüp baktığında o şansın farkına varıyor.
  • ‘Çok konuşan çok iyi satıcıdır’ anlayışı eskidendi. Asıl çok iyi dinleyen iyi satıcıdır. Satışı sevmek ve satışla ilgili eğitimleri almak çok önemli.
  • Ne kadar çok senaryon varsa satışta da o kadar başarılı olursun. Satış, doğaçlama olmaz. Önceden çalışmalı, plan program yapmalı, aksiyon planı çıkarılmalı ve riskler görülmelidir.
  • Şimdiki aklım olsaydı mesaim sabah 09.00, akşam 18.00 ise buna dikkat ederdim. Mesaimi kesin olarak belirlerdim. Çünkü bunun sonu yok; 7 gün 24 saat çalışsan da iş hep eksik kalacaktır.
  • Elemanken de patronken de hep farklı olmaya çalıştım. Kendimi sürekli müşterinin yerine koyup onun gibi düşündüm.
  • Satış çok dinamik ve hatta sahnede oynanan bir satranç gibi. Her müşteri birbirinden apayrı. O yüzden iki üç hamle sonrasını tahmin etmek gerekiyor; bu da bana çok eğlenceli geliyor. Her müşteri birbirinden farklı olduğu için tekrarı yok; hep farklı deneyimler yaşanıyor.
  • Satıcı aslında ısrarcı değildir. Profesyonel bir satıcı hedefinin peşinden koşar.
  • Geçmişteki hatam duygulara önem vermiyor olmamdı. ‘Ben satıcıyım o da alıcı; işimi yapar giderim” diye düşünüyordum. Bir nevi robot gibi.
  • İnternetten satışın Türkiye için önümüzdeki 20 yıl boyunca etkin olacağını düşünmüyorum. Biz Akdeniz insanıyız; alacağımız şeyi elleyip mıncıklayarak almayı seviyoruz. Elbette yeni neslin bu yöndeki alışkanlıları 20 yıl sonra farklılık gösterecektir.
  • Yaşamımda iki amacım var: Biri ‘hayatın tadını çıkarmak’ diğeri de ‘tecrübelerimi paylaşmak.’
  • İki büyük korkum var. Şu an maddi manevi sahip olduklarımı beklenmedik bir anda kaybetmek. Diğer korkumsa çocukluğumdan beri yaşadığım eve geldiğimde evin yandığını görmek. Bu korkunun sebebini bilmiyorum, belki babam itfaiyeci olduğu içindir.

Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E+

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir