Haksızlıklar ya da şahit olunan yanlışlıklar karşısında sus’maktan daha kötü olanı bütün bunları görmezden gelmek…
Dumansız Hava Sahası sloganıyla uygulanan sigara içme yasağına rağmen hala kapalı mekanlarda sigara içiliyor. Üstelik entelektüel kesmin yer aldığı üniversitelerin akademisyen odalarında bile…
Pek çok esnaf, sattığı mal karşılığı fiş kesmiyor; müşteri fişini istemiyor.
Çoğu dershane “stajını kaldırma“ bahanesiyle öğretmen adaylarını ücretsiz çalıştırıyor. Birçoğunu da sigortasız kaçak çalıştırıyor.
Sürücü kurslarına gidip sınavları başarıyla geçen pek çok kişi ehliyet almaya hak kazansa dahi ilkyardım uygulama bilgisinden yoksun.
Milli Eğitim Bakanlığı, atanamayan öğretmen adaylarını “ücretli öğretmen” adı altında 9 ay çalıştırıyor; normal öğretmen gibi çalışıan öğretmene kadrolu öğretmenin 1/3’ü maaş veriyor ve eğitim-öğretim dönemi biter bitmez ücretli öğretmenlerin sigortasını / maaşını kesiyor. 2008-2009 eğitim öğretim yılının son günü olan 12 haziran günü 55 Bin öğretmen işsiz bırakılıyor.
Devlet memurları basına demeç veremezken; millet, vekiline hesap sorarken engellenirken yüzyılın katili babil kulesinden Türkiye için yol haritası açıklıyor.
Kamu yararına çalışması gereken sivil toplum kuruluşlarının yolsuzluk iddiaları kafaları karıştırıken bu karışıklıktan istifade eden Soros destekli diğer STK’lar Türk gençlerinin geleceklerine, Türk çocuklarının eğitimlerine destek olmaya (!) devam ediyor.
Bazı şirket ya da kişilerin borçları 1 gecede siliniyor; cinayet suçluları affedilip salıveriliyor; devletin eğitim için üniversite öğrencilerine verdiği para haciz yoluyla tahsil edilmeye çalışılıyor. İş sahibi olamayan, henüz atanamayan yüzbinlerce genç, devlete milyarlarca borç yüküyle geleceklerini kur(ama)maya çalışıyor.
Reklam gelirlerini ceplerine indiren, bunları da vergiden kaçıran çoğu dergi, ve yayınevi, yazarlarına te’lif ücreti ödemiyor. Türkiye’de özel sektörde emeğin karşılığı yok ve tüm geliri patronlar yiyor.
Türkiye’nin saymakla bitmeyecek sinir bozucu hallerini bilmek değil “bildirmek” mühim olan. Mühim olan o an tepkisiz kalmak gerekse bile yapılan yanlışı görmezlikten gelmemek…
—
evrengunlugu.net, 5. yılında sosyal sorumluluk gereği Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği‘nin kampanya ve projelerini destekleme kararı almıştır. Ziyaretçilerini de TOFD’a destek olmaya davet etmektedir. TOFD’a ulaşın; gönüllü olun; 3430‘a boş bir sms atarak “Akülü Tekerlekli Sandalye Kampanyası”na 5 TL’lik bağışta bulunun.
Soru 1: Belli bir standardımız var mıdır eğitim olarak?
Yok, hayatım boyunca kendi öğrencisine sahip çıkmayı beceremeyen okullar gördüm, Devlet dediğimiz oluşum “okullarda sınıf tekrarı olmayacak” diyor… 9 zayıfla bir lise öğrencisi ŞÖK le geçebiliyor… Müdür baskısı sonucu… %100 başarı zaten standartlara aykırı…
Yurtdışından gelen öğrenciler devlet desteğiyle yaşıyorlar ülkemizde kendi öğrencisine geri ödemeli verdiği harçlığı yabancı uyruklulara hibe ediyor… Ücretsiz seyehat kartlarıyla birlikte…
Bunları bir yana bırakıyorum…
soru 2: fiş kesmeyen esnaf kendine yetebiliyor mu?
devletin vergi alabilmesi için esnafın kalkındırılması şart…
soru 3: yasanın maddelerini iyi anlıyor muyuz?
sigara içen biriyim, yasa da diyor ki özel mülkler hariç, yani akademisyenin kendine ait olan odasında sigara içmesi serbest… benim evimde sigara içmem serbest, eğer sigarayla apartmanın içine çıkarsam suç, akademisyen okulun koridoruna çıkarsa…
SAYMAYA KALKTIĞIMIZDA SORU ve SORUNLARIN SONU HİÇBİR ZAMAN GELMEYECEK…
Bir vatandaş olarak kendimi aptal yerine konulmuş hissetsem de, bana düşen kısmını yapmakla yükümlüyüm ve yapıyorum da… diğerlerinin hataları için başımı taştan taşa vuramayacağım ne yazık ki…
Öncelikle kendi akıl ve beden sağlığımı düşünmeliyim isteyen bencillik desin, çok geç de olsa, çok yanlış da gün gelecektir ki hatalar anlaşılsın…
UMUTLUYUM, sadece umutluyum…
her zaman her yerde görmezlikden gelmemeli ve en önemlisi susmamalıyız herkes payına düşeni yaparsa bu dönen dolapları tek bir elle durdurabiliriz bence çoğunluğun sesi çok fazla bu olayları sindiremeyen susmayan halk çoğunlukda fakat neyi bekliyoruz onu bilmiyorum biri illa ki çıkıp liderlik mi yapmalı ya da daha ne kadar bekleyeceğiz bilemiyorum bildiğim tek şey gördüğümü görmezlikden gelemediğim duyduğumuda duymazlıkdan gelemediğim ve çok tepki alsam da SUSAMADIĞIM SUSTURULAMADIĞIM…
hepimiz payımıza düşeni yapalım ki güzel bir gelecek bırakalım yeni nesile.
Bir sitede öğretmen adayı arkadaşların KPSS yorumlarını okudum ama en güzeli emekli bir öğretmen abimizin;”Yahu buraya bu kadar yazana kadar kalkın
hakkınızı arayın organize olun bakın kaç kişisiniz söke söke alırsınız istediğinizi, biz 70lerde yaptık başarılı da olduk..” diye devam eden yorumuydu.. O kadar doğru ki yazdıkların her şeye kayıtsız kala kala, gözlerimizin önüne perde indi adeta göremiyoruz.. Onca şehidin katiline kaldı yol göstermek, daha çoook uyuruz.. Umarım gidişata karşı tepki vermenin gerekliliğini önemseyen sesler yükselir..
“Sustuk yıllarca sustuk, susmaktaki soyluluğa sığındık kendimizce, bulutlar da suskundur ama yağmur barındırırlar suskun gövdelerinde..”
Evren kardeşim okadar güzel noktalara değinmişsin ki ekliyecek inan bişey bulamadım
“Reklam gelirlerini ceplerine indiren, bunları da vergiden kaçıran çoğu dergi, ve yayınevi, yazarlarına te’lif ücreti ödemiyor. Türkiye’de özel sektörde emeğin karşılığı yok ve tüm geliri patronlar yiyor.”
Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalı..
En büyük insanlık ayıbı kayıtsızlıktır!
Aç gözlerini Gör ve Hakkını aramak için konuş,yaz,çiz… Çok konuşan ama tepki vermeyen, susarak yanlışları kabullenen bir toplum olduk biz. Ve tüm tepkisini ifade edenler engellendiğinde yok oluşun başlangıcında olacağız.
“Devlet memurları basına demeç veremezken; millet, vekiline hesap sorarken engellenirken yüzyılın katili babil kulesinden Türkiye için yol haritası açıklıyor.”
ne kadar doğru bir tesbit! bu kadar önemli bir durumda tepkimiz sıfır, hayret!