Yaşadığım her acı
Seni bana getiriyor.
Yaşadığım her acı
Beni sana götürüyor.
Her AŞK,
Beraberinde acıyı da getiriyor.
Yaşadığım her acıyla ben…
AŞK‘ı yeniden öğreniyorum.
Biliyorum;
Başında da yaşandığı anda da AŞK,
Huzurdan ziyade
Hep bir hüzün veriyor.
—………
facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni ] RSS abonelik
sonunda farklı bir durum oluyormuş gibi bir izlenim verse de iletiniz ,aşk tüm zamanlarda bildiğini okuyor diye genelleme yapayım dedim hocam:)
aşk; derler ki bir nebze alma tadını
düşmüş gibi eşekten anarsın bir kadını
tekrar doğrulup kalkmaksa zor gelir insana
kıştan sonra tüm umutlar kalır nisana
bir ehl işidir, bilinmez beşeri aşk
neden diyorlar bilmez misinin mevlana ehl-i aşk
sen de bir dem anla ki bade yerine ne içtiğini
o zaman göreceksin yılanın mı güçlü zehiri
bir tada nefaset katar ender baharat
geçilmez kapılardan geçmek maharat
üsteleyerek sendeleyerek sevince onu
arda bakmadan giden harabat
ah bir ad konsa da ansak onu
bir tutam bez ile sarsak onu
atsak bir akarsuya gitse uzağa
ama yine de sevinme gelirsin tuzağa
etrafa bakıpta iç çekme sakın
ya sevirsin ya üzülürsün niye ben
gitti mi akıl baştan etrafa bakın
bulacaksın belki sende sen….
ne kadar uygundur bilmem ama tüm yorumlara ek olarak benden çıkan da bu oldu umaerım az da olsa anlamışımdır yazılanları..güzel şiir eline sağlık evrenim
bak ne demis sair;
İnsan İki Kişidir
ben sana eski bir şey söylemiştim
evler içe doğru açılıyordu daha
kelimeler içe doğru açılıyordu daha
içe doğru açlıyordu daha
iki kişi bir insanda
insan iki kişiydi
insan iki kişidir
daha kalabalık değildir
biri olmaktan
yokluğun bıraktığı iki kişiden
biri derinliğine insan
biri boğulur ondan
iki kişidir insana
tuzaktan düşen orman
hanidir kuşlardan konuşmadık
en az iki kişidir
bir insanda aşk olmak
onları da birbirine bağışla
iki kişinin düellosunda
karşısında ondan kutsal
kimi bulacak insan
iki kişiysen yalnızsın
deli çocuk deli kadın
topladığın deli çiçek
iki kişilik biletin
insanı çoktan geçti
birazdan dolar yalnızlık
iki kişi daha var
biri yola çıktı yine
içimde biri açacak
ben sana eski bir şey söylemiştim
biri fazla
insan iki kişidir
insan şimdi kaç kişidir
kaç kişiden kalır bir insan
kaç kişi bıraktıysan
bir insandan kendine
beni iki kişi bırak
biri ateş olsun sarsın
biri bunu yangın sansın
beni iki kişi bırak
biri ele versin beni
biri suçumu üstlensin
beni iki kişi bırak
beni iki kişi bırak
gülüşünde bir mana var
saklayamazsın
kime niyet kime felaket bu ask
anlayamazsın
odumuz patlıyor acı çekmekten
oysa
biraz da acıdır
askın mayası..
kaçınamazsın..
bu satırlar geldi aklıma…
aşk ve acı hüzün .. niçin iç içedir ki biri açıklasın :)
oysa aşk güzel şey olmalı.. umut dolu olmalı huzur olmalı insana, hiç tatmadığı mutluluk olmalı.. aşık olup da acık çekmek.. yahu ozaman olmasın kimse aşık maşık… aşık olmadan da çekilir acı :) o güzellik niye böylesi bir şeyle bütünleşir ki..neyse ben şimdi soriuları sıralaya sıralaya destan yazarım burda bitireyim iyisi mi…
”aşk” deyince aklıma Şems geliyor artık,bir insanın bir insana bağlılığı konusunda beni en çok etkileyen Rumi ve Şems’in buluştuğu noktayı şimdiye kadar bi roman olarak Elif Şafak’ın kaleminden çıkma ”AŞK” isimli kitapta okudum…Artık aşk’ı şehvetten maddi isteklerden arınmış bi ”şey” olarak görmeye başladım…
Bu ne kadar sürer bilmiyorum ama o duyguyu 3yıl önce yaşadım ve bitti hoş olmayan bir şekilde sonuçlandığından uzak durma kararı aldım diye kendimi kandırdım bi süre :) Ta ki karşıma o çıkana kadar …O karşıma çıkalı 2yıl olmasına rağmen şimdilerde içimde tarif edilmez bir şey var,tarif edilir de aslında yeri burası değil.O benim güneşim.Gölgesinde barındığım bir ağaç…Bir sürü benzetmelerde bulunabilirim onun için…Doğruluğu karşısında şaşkına döndüğüm,hayran olup saygı duyduğum bir insan o,ve aylar geçiyor konuşmadığımız oluyor,ben konuşacağımız anı iple çekiyorum resmen ve onun çekim alanına girince dut yemiş bülbüle dönüyorum tabiri caizse.tabi bunları bir tek ben biliyorum,eskiler buna karasevda yeniler platonik aşk der,bense aşkın elif hali diyorum onun doğruluğundan çektiğim kopyayla…:)
öğretmeni olduğum okulda aynı isimde yalnızca bir çocuk var ”güneşim”le aynı ismi paylaşan ve istemszice dilim hep onun ismine gidiyor,çocukcağız da bıkmıştır artık sanırım öğretmen sürekli beni kaldırıyor tahtaya diye :))
Ya nasip diyorum ”mevlam görelim neyler neylerse güzel eyler”…
Acı çekilmeyen bir aşka bizzat şahit olduğumdan aşk acıdan ziyade olgunlaşmak,dünyaya baktığın gözlerin değişmesi ve farklı boyutlarda farklı duygular,düşünceler keşfetmektir artık benim için diyorum :))
bu oyundan/mücadeleden bizi olgunlaştıacak sıyırıklarla çıkmak dileğiyle :)
aşk iki kişilik olsa da, iki kişilik yaşanmak zorunda değildir…
:)
Yaşayan bilir, daha çok yaşayan daha çok bilir. ‘Huzur ve Aşk; bir arada bulunması mümkün olmayan iki duygudur’ yaşadıklarımın bana öğrettiği bu. Hoş; hemen herkes buna rağmen ‘Huzurlu bir Aşk’ temennisinden vazgeçemiyor. Kim bilir belki (umarım) henüz Aşk’a dair de öğrenecek çoook şeyimiz vardır…
( :) Bu gülücük de ”Mühim İkazlar” için, faydalı olmuş.)
( ve ben konuşamadığım bir diLde
anLatmaya çaLışıyorum bendeki seni..
diğer adLarı kafiyesiz ama
asıL adı AŞK oLan bir ömürsün bende..)
Aşkı bir çok kere yaşamalısın ki daha iyi yazabilesin.Acı çekiyorsan bir kere aşık olmuşsun demektir.
Aşkın tutulacak yerini bırakmamışsınız. Aşkın hiç iyi tarafı yok mudur kaleminizde.
Mevlana’nın aşkından dem vuruyorsunuz diğer yazılarınızda, Mevlana aşkın acıdan çok huzur verdiğini dile getirmez mi?