Yaşadığım Her Acı

   Yaşadığım her acı

Seni bana getiriyor.

Yaşadığım her acı

Beni sana götürüyor.

Her AŞK,

Beraberinde acıyı da getiriyor.

Yaşadığım her acıyla ben…

AŞK‘ı yeniden öğreniyorum.

Biliyorum;

Başında da yaşandığı anda da AŞK,

Huzurdan ziyade

Hep bir hüzün veriyor.

………

facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni ] RSS abonelik

10 Comments

  1. sonunda farklı bir durum oluyormuş gibi bir izlenim verse de iletiniz ,aşk tüm zamanlarda bildiğini okuyor diye genelleme yapayım dedim hocam:)

  2. aşk; derler ki bir nebze alma tadını
    düşmüş gibi eşekten anarsın bir kadını
    tekrar doğrulup kalkmaksa zor gelir insana
    kıştan sonra tüm umutlar kalır nisana

    bir ehl işidir, bilinmez beşeri aşk
    neden diyorlar bilmez misinin mevlana ehl-i aşk
    sen de bir dem anla ki bade yerine ne içtiğini
    o zaman göreceksin yılanın mı güçlü zehiri

    bir tada nefaset katar ender baharat
    geçilmez kapılardan geçmek maharat
    üsteleyerek sendeleyerek sevince onu
    arda bakmadan giden harabat

    ah bir ad konsa da ansak onu
    bir tutam bez ile sarsak onu
    atsak bir akarsuya gitse uzağa
    ama yine de sevinme gelirsin tuzağa

    etrafa bakıpta iç çekme sakın
    ya sevirsin ya üzülürsün niye ben
    gitti mi akıl baştan etrafa bakın
    bulacaksın belki sende sen….

    ne kadar uygundur bilmem ama tüm yorumlara ek olarak benden çıkan da bu oldu umaerım az da olsa anlamışımdır yazılanları..güzel şiir eline sağlık evrenim

  3. bak ne demis sair;

    İnsan İki Kişidir

    ben sana eski bir şey söylemiştim
    evler içe doğru açılıyordu daha
    kelimeler içe doğru açılıyordu daha

    içe doğru açlıyordu daha
    iki kişi bir insanda

    insan iki kişiydi

    insan iki kişidir
    daha kalabalık değildir
    biri olmaktan

    yokluğun bıraktığı iki kişiden
    biri derinliğine insan
    biri boğulur ondan

    iki kişidir insana
    tuzaktan düşen orman
    hanidir kuşlardan konuşmadık

    en az iki kişidir
    bir insanda aşk olmak
    onları da birbirine bağışla

    iki kişinin düellosunda
    karşısında ondan kutsal
    kimi bulacak insan

    iki kişiysen yalnızsın
    deli çocuk deli kadın
    topladığın deli çiçek

    iki kişilik biletin
    insanı çoktan geçti
    birazdan dolar yalnızlık

    iki kişi daha var
    biri yola çıktı yine
    içimde biri açacak

    ben sana eski bir şey söylemiştim
    biri fazla
    insan iki kişidir

    insan şimdi kaç kişidir
    kaç kişiden kalır bir insan
    kaç kişi bıraktıysan
    bir insandan kendine

    beni iki kişi bırak
    biri ateş olsun sarsın
    biri bunu yangın sansın

    beni iki kişi bırak
    biri ele versin beni
    biri suçumu üstlensin

    beni iki kişi bırak
    beni iki kişi bırak

  4. gülüşünde bir mana var
    saklayamazsın
    kime niyet kime felaket bu ask
    anlayamazsın

    odumuz patlıyor acı çekmekten
    oysa
    biraz da acıdır
    askın mayası..
    kaçınamazsın..

    bu satırlar geldi aklıma…
    aşk ve acı hüzün .. niçin iç içedir ki biri açıklasın :)
    oysa aşk güzel şey olmalı.. umut dolu olmalı huzur olmalı insana, hiç tatmadığı mutluluk olmalı.. aşık olup da acık çekmek.. yahu ozaman olmasın kimse aşık maşık… aşık olmadan da çekilir acı :) o güzellik niye böylesi bir şeyle bütünleşir ki..neyse ben şimdi soriuları sıralaya sıralaya destan yazarım burda bitireyim iyisi mi…

  5. ”aşk” deyince aklıma Şems geliyor artık,bir insanın bir insana bağlılığı konusunda beni en çok etkileyen Rumi ve Şems’in buluştuğu noktayı şimdiye kadar bi roman olarak Elif Şafak’ın kaleminden çıkma ”AŞK” isimli kitapta okudum…Artık aşk’ı şehvetten maddi isteklerden arınmış bi ”şey” olarak görmeye başladım…
    Bu ne kadar sürer bilmiyorum ama o duyguyu 3yıl önce yaşadım ve bitti hoş olmayan bir şekilde sonuçlandığından uzak durma kararı aldım diye kendimi kandırdım bi süre :) Ta ki karşıma o çıkana kadar …O karşıma çıkalı 2yıl olmasına rağmen şimdilerde içimde tarif edilmez bir şey var,tarif edilir de aslında yeri burası değil.O benim güneşim.Gölgesinde barındığım bir ağaç…Bir sürü benzetmelerde bulunabilirim onun için…Doğruluğu karşısında şaşkına döndüğüm,hayran olup saygı duyduğum bir insan o,ve aylar geçiyor konuşmadığımız oluyor,ben konuşacağımız anı iple çekiyorum resmen ve onun çekim alanına girince dut yemiş bülbüle dönüyorum tabiri caizse.tabi bunları bir tek ben biliyorum,eskiler buna karasevda yeniler platonik aşk der,bense aşkın elif hali diyorum onun doğruluğundan çektiğim kopyayla…:)
    öğretmeni olduğum okulda aynı isimde yalnızca bir çocuk var ”güneşim”le aynı ismi paylaşan ve istemszice dilim hep onun ismine gidiyor,çocukcağız da bıkmıştır artık sanırım öğretmen sürekli beni kaldırıyor tahtaya diye :))

    Ya nasip diyorum ”mevlam görelim neyler neylerse güzel eyler”…

    Acı çekilmeyen bir aşka bizzat şahit olduğumdan aşk acıdan ziyade olgunlaşmak,dünyaya baktığın gözlerin değişmesi ve farklı boyutlarda farklı duygular,düşünceler keşfetmektir artık benim için diyorum :))

    bu oyundan/mücadeleden bizi olgunlaştıacak sıyırıklarla çıkmak dileğiyle :)

  6. :)

    Yaşayan bilir, daha çok yaşayan daha çok bilir. ‘Huzur ve Aşk; bir arada bulunması mümkün olmayan iki duygudur’ yaşadıklarımın bana öğrettiği bu. Hoş; hemen herkes buna rağmen ‘Huzurlu bir Aşk’ temennisinden vazgeçemiyor. Kim bilir belki (umarım) henüz Aşk’a dair de öğrenecek çoook şeyimiz vardır…

    ( :) Bu gülücük de ”Mühim İkazlar” için, faydalı olmuş.)

  7. ( ve ben konuşamadığım bir diLde
    anLatmaya çaLışıyorum bendeki seni..
    diğer adLarı kafiyesiz ama
    asıL adı AŞK oLan bir ömürsün bende..)

  8. Aşkı bir çok kere yaşamalısın ki daha iyi yazabilesin.Acı çekiyorsan bir kere aşık olmuşsun demektir.

  9. Aşkın tutulacak yerini bırakmamışsınız. Aşkın hiç iyi tarafı yok mudur kaleminizde.
    Mevlana’nın aşkından dem vuruyorsunuz diğer yazılarınızda, Mevlana aşkın acıdan çok huzur verdiğini dile getirmez mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir