N’olacak Bu Deniz Feneri’nin Hali?

Almanya’daki soruşturma öyle bir hal aldı ki Başbakan ile Aydın Doğan bile birbirine girdi. Sen neymişsin be Deniz Feneri :) Türkiye’deki pek çok dernek ve vakfı da güvensizliğe sürükleyen Deniz Feneri olayı çoğu insan gibi beni de etkiliyor. Yakın çevrem bilir; yaklaşık 2 yıldır sosyal inceleme gönüllülüğünü yapıyorum Deniz Feneri’nin. Bir ara İzmir şubesiyle ve sonrasında İstanbul merkezdeki gönüllü koordinatörüyle birkaç sorun yaşamıştım. Sonra baktım ki gönüllü esasıyla çalışan STK’lara kişi bazlı yaklaşmamak gerekiyor. Sempatimi orada çalışan personelden çok, kuruma yönlendirmeye çalıştım ve bu inançla askerden sonra da Deniz Feneri gönüllüsü olmaya devam ettim. Zaman neyi gösterir bilemem. Geçen aylarda bir sohbette “Neden Deniz Feneri?” diye sormuştu bir bayan. Ben bunca yıldan sonra kendimi profesyonel gönüllü olarak tanımlıyorum artık :) Ve şu an için gönüllülük ihtiyacımı Deniz Feneri ile karşılayabiliyorum. Bir başka STK “buyur gel, şu projemiz ya da çalışmamızda bize gönüllü destek ol” dese Soroscu olmadığı garantisini aldıktan sonra neden ona da gönüllü desteği sağlamayayım ki :)

Soroscu derken aklıma geldi: Bir dernekte “şeffaflık” ve “hesap verebilirlik” çok önemlidir. Ben bugüne kadar bağışçı ve gönüllülere karşı hem şeffaf hem de hesap verebilir olan tek bir STK tanıdım; o da sonradan Soroscu çıktı :) Onunla kıyaslayınca Deniz Feneri bana çok geleneksel ve devlet dairesi kıvamında bir yapıya sahip gibi geliyor.

Bu konuda ayrı bir yazı yazabilirim ileride. Sosyal sorumluluk damarı fazla kabarık biri olarak devletin yetişemediği yere yetişmeye çalışan, çoğu toplumsal olayda ona destek olan Sivil Toplum Kuruluşlarına, hakkında soruşturma açılan ve henüz suçluluğu kanıtlanmayan birkaç vakıf/dernek yüzünden güvensizlik beslemenin yersiz olduğu görüşündeyim. Bu vakıf ve derneklerin bünyesindeki maaşlı elemanlar gelip geçicidir ama gönüllülük parayla satın alınamadığı için sapasağlam devam edebilmektedir. Bundan kim ne ders çıkarır bilemem. Ama şu haksızlığı da yapmayalım. Lions ve Rotary kulüplerine kimse ses çıkarmazken Deniz Feneri’ni yerden yere vurmak, üstelik bunu Türkiye’deki bütün STK’lara genellemeye kalkmak akıl karı değil.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir